1 Kasım 2014 Cumartesi

Orgazm

Orgazm
Erkeklerin meni akıtması, daha doğrusu meni akıtma anında ortaya çıkan duygusal ve gövdesel olaylar. Kadınlarda meni akıtmak diye bir şey söz konusu olmadığı halde, kadın orgazmı ile erkek orgazmı bir çok noktalarda birleşmektedir. Erkeklerde meni gelmesi anında oluşan gövdesel değişimler iki bölüme ayrılabilir. Birinci bölüm prostatın, testislerin ve tohum iletici kanalların kasılmasıdır. Bu an çok kısa sürer ve o andan sonra erkek artık menisini zaptetme olanağının ortadan kalktığını hisseder. İkinci ve son bölüm ise, kalça kaslarının ve idrar borusunu çevreleyen kasların kasılması; bunun sonucu olarak da meninin idrar borusu yoluyla dışarı fışkırtılmasıdır.
W.H. Masters’e göre, duyulan cinsel coşkunun derecesi bu gerilimlerin şiddetine ve sayısına, ayrıca tohumların idrar borusunun prostat tarafından doldurulan bölümündeki öznel korunmasına bağlıdır. Burada sperm miktarı önemli bir rol oynamaktadır. Fazla meni fışkırtmak az miktarda meni fışkırtmaktan çok daha büyük bir zevk verir.
Meni akımının başlangıcında kasılmalar 0,8 saniyelik aralarla iki üç kez tekrarlanır, daha sonra aralıklar büyür kasılmaların da baştaki şiddeti kalmaz.
Makat kasları (makatın açılıp kapanmasına yarayan esnek kaslar) da öteki kasların gerilmesine paralel olarak 0,8 saniyelik aralarla gerilmeye başlar. Bu olay hem erkekler hem de kadınlar için geçerli olan ve orgazmın şiddetini ölçmeye yarayan bir işarettir. Yalnızca iki üç kasılma ile orgazmları sona eren erkekler olduğu gibi, makat kapatma kaslarının aralıklarla onbeş kez üstüste gerilip gevşediği görülen erkekler de vardır. Bu fışkırtılan meninin miktarına ve duyulan cinsel hazzın şiddetine bağlıdır.
Kadında, erkekteki meni akımını gerçekleştiren kasların kasılması yerine döl yolunun üst üçte birinin kasıldığı görülmektedir. 5 ilâ 8 kez kasılma normal bir orgazma, 3 ilâ 5 kez kasılma zayıf bir orgazma 8 ilâ 12 kez kasılma ise şiddetli bir orgazma işaret ederler. Ancak fizyolojik olarak ölçülebilen ve orgazm şiddetinin saptanmasına yarayan bu olaylar hiçbir zaman orgazmın tek ölçeği ve değerlendirilmesi olarak ele alınmamalıdır.
Orgazm erkeklerde ve —meni akıtma söz konusu olmadığı halde— kadınlarda nesnel olarak saptanabilen bir çok önemli gövdesel değişimlere yol açmaktadır. Nabız atışının hızlanması, kan basıncının yükselmesi, derinden gelen çabuk çabuk fakat kesikli olarak soluk alma, gözbebeklerinin irileşmesi, kavrama ve kontrol yeteneğinin yitirilmesi gibi olaylar öncelikle sayılabilecekler arasındadır. Penis döl yolunun ya da makatın içine girer girmez gövdelerin sıcaklığı birleşir ve kişisel sınırlar ortadan kalkar. Erkekte penis kadında ise döl yolu aracılığı ile omuriliğe ulaştırılan uyarımlar tüm gövdeyi kaplar böylece ruhsal ve gövdesel bir «bir olma duygusu» (tekvücut olmak) ortaya çıkmış olur. Orgazm anında erkek, yalnızca penisi ile değil tüm gövdesi ile kadının gövdesine girmiş gibi hisseder kendisini. Kadın ise eşinin yalnızca penisini ve tohumlarını değil tüm bedenini içeri aldığını ve emdiğini hissetmeye başlar.
Kadının cinsel organı daha cinsel gerilimi artırmak için yapılan aşk oyunları sırasında şişmekte ve genişlemekte aynı zamanda dış etkilere karşı duyarlı bir hâl almaktadır. Klitorisîn ritmik olarak uyarılması bir çok kadınlarda döl yolunun titreşmesine neden olur. Bu titreşim tıpkı erkeklerdeki kalça kaslarının kasılmasına benzemektedir. Bu arada döl yatağı bir değişikliğe uğrar ve serviks bezi salgı yapmaya başlar. Sözü edilen bezin salgısı erkeklerde çok az kadınlarda ise oldukça fazladır. Erkeklerde bundan bir fışkırtma olarak sözedilemez.
Orgazm yönünden kadınla erkek arasındaki en belirgin ve en önemli ayrılık ise, kadınların bir çoğunun bütün bu inceliklere karşın cinsel birleşme sonucu sık sık orgazma ulaşamamalarıdır. Oysa erkeklerin %99′u aynı koşullar altında orgazma ulaşabilirler. Henüz bu döneme ulaşmamış ya da bu dönemi geride bırakmış olan kadınlarda orgazma ulaşma yeteneği oldukça azdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder